.
Yıllardan 1071, tarihlerden 26 Ağustos, günlerden cumaydı. Genç komutan, Alp Arslan, kartal bakışları ile Malazgirt Ovası’ndaki 200.000 kişilik dev Bizans ordusunu izliyordu. İçinde ne şüphe ne korku vardı. Atının kuyruğunu bağladı ve üzerinde "Şehit olursam beni bununla gömün!" dediği beyaz elbisesi ile ordusuna o meşhur konuşmayı yaptı: “Galip olursak istediğimiz sonuç gerçekleşecektir. Aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek isteyenler gelsinler. İstemeyenler ise serbestçe dönebilirler. Bugün, burada, ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sizlerden biri olarak, sizinle savaşacağım.” Bu konuşmasının ardından bozkırın 50.000 profesyonel savaşçısı düşman ordusuna fırtına gibi saldırdı. Hilal taktiği ile önce Bizans ordusunu merkeze çekti sonra hilalin uçlarını kapatıp Bizans ordusunu darmadağın edip Anadolu’nun kapısının anahtarlarını fırlatıp attı!
Bu savaştan tam 851 yıl sonra aynı gün 1874 metrede, Kocatepe’de başka bir genç komutan, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, taarruz emrini vermek için sisin dağılmasını bekliyordu. Zaferden bir an bile şüphe etmiyordu. Saat tam 05.30’da tepelerde yankılanan emrini verdi: “Ateeeeş!” 327 Türk topu gümbürdemeye başladı. Türk topçusunun “ölüm püskürten” baraj ateşi 20 dakika sürdü. Toplar sustu. Ardından alevlerin ve dumanların arasından “bir film karesi” gibi Türk askerleri “Allah! Allah!” nidalarıyla çıktı. Mehmetçik; tel örgüleri kesmeye bile gerek görmeden, Yunanlarca “çok güçlü”, “asla aşılamaz” olduğu vurgulanan, İngiliz kurmayının raporlarında “Eğer Türkler bu siperleri dört beş ayda işgal ederlerse bir günde aldıklarını iddia edebilirler.” dediği; Türk halkı çalıştırılarak açılan, kat kat demir ve tel örgülerle güçlendirilmiş, hatta mayınlarla desteklenmiş, derinliği yer yer yirmi metreye ulaşan siperlerine girdiler. Ölüm kusan Yunan makineli tüfeklerinin üzerine bir gül bahçesine girer gibi çıplak ayaklarla -taşlık arazide çarıkları parçalandığı için- daldı.Asla aşılamaz denilen düşman hatları iki günde aşıldı. Silahları elinden alınmış bir millet küllerinden doğdu, dirildi, düşmanın üzerine sel gibi akmaya başladı. 26 Ağustos’ta başlayan taarruz amansız takiple Türk ordusunun 9 Eylül’de İzmir’e girmesiyle son buldu. 18 Eylül’de Batı Anadolu’da tek bir Yunan askeri bile kalmadı!
Alp Arslan bu toprakları vatan yapmıştı, Mustafa Kemal Paşa o vatanın elimizde kalmasını sağladı. Türk ordusunun eşsiz iki komutanına sonsuz saygıyla.
Aziz şehitlerimizin ruhları şad, mekanları cennet olsun…
Adres:
KURTULUŞ MAH.KINIK CAD. NO103 BERGAMA / İZMİR
Telefon
05333926285